Alman Turistler

Alman Turistlerin en temel özelliklerinden biri, israfı pek sevmeyen ziyaretçiler olmalarıdır kanımca. Yani özellikle yedikleri ve içtikleri kadarını almaya gayret ederler. Bunun yanında ödediklerinin hakkını da almak isterler. Pek de tatmin edici rakamlar ödemeyip geldikleri otelde kendilerine özel ilgi beklerler. Diğer ülke vatandaşlarıyla ve özellikle Ruslarla araları pek iyi değildir. Tehlikeler onları caydırır. Kendi dillerini konuşmanız hep yararınıza olacaktır.
Bizim kültürümüzde çocuklara ilgi gösterip onları sevmek önemli bir özelliktir lakin Alman Turistlerin çocuklarına çok yaklaşmamanızı ya da dikkatli yaklaşmanızı öneriyorum. Çocuklarla yapılan el şakaları onlarda hiç istemediğiniz şekilde yorumlanabilir.
Misafirin gözlerine bakmanız önemlidir lakin bu bakışların da bir sınırı olmalıdır. Bizim kültürümüzde tanımadığımız bir bayanın gözlerine bakarak konuşmak "ayıp" sayılırken, onlarda bu bakışlar kibarlığın ifadesidir.
Alman Turistler verdiğiniz hizmete karşılık size yüklü miktarlarda tip bırakabilirler. Yanlış dahi yapsanız yüzünüzdeki gülümsemeyi eksik etmediğiniz sürece kazanan siz olursunuz.

Tabii ki amacım bir milleti yargılamak değil.. Almanların aklıma gelen temel özelliklerinden bahsetmeye gayret ettim.

Sevgilerle

Şimdi işten geliyorum ve sıcak sıcak yaşadığım birkaç anıyı paylaşmak istiyorum.

Almanya'da ünlü bir Alman otel zincirinde çalışıyorum. Otelden isim vermeden bahsetmem gerekirse; 5 yıldızlı ve Alman Federal Devletinin, devlet misafirhanesi olarak kullandığı bir otel.
Sık sık ünlüler ya da ünlülerle aynı yerde evlenmek isteyenler otele gelip düğünlerini burada gerçekleştiriyorlar.

F&B departmanının banket operasyonlarında çalıştığım için sürekli bu düğünlerde görev alan kişilerden biri de ben oluyorum. Türkiye'de banket denildiğinde akla "bahşiş" kelimesi gelir. Özellikle düğünlerde bayramlarda yapılan eğlenceler neticesinde misafirlerin garsonları "tiplemesi" alışıldık bir manzaradır. Ama Almanya'da bu iş böyle yürümüyor maalesef. Kaç "düğündür" buradayım ama ne elini cebine atan gördüm ne de 1 Euro dahi olsa herhangi birinin herhangi bir garsona para verdiğini gördüm. Oysa 1 şişe suyu 8,5 Euro'ya satıyorlar düğünde(parayı düğün sahibinden kesmek koşuluyla, misafirlerin içtiği 1 bardak su bile ücretsiz değil). Aslında buranın otelcilik anlayışı da bir hayli farklı. Neredeyse misafirin elini kaldırmasından bile para kesiyorlar. Misafirlere çıkardıkları hesapları incelediğimde çok komik şeylerden bile para kestiklerini gördüm.(yaktıkları mumlardan, kullandıkları ufacık kağıtlardan astronomik ücretler alıyorlar). Örneğin küçükçe bir düğün pastasını bugün 350 Euro'ya sattılar. Bıçağı kullanan garsonun, tabaklara servis yapan garsonun, bulaşıkçının çalışma saati hepsi de bu pasta ücretine ekleniyor. Tüm kağıdı okuyamadığım için daha fazla ayrıntıya giremeyeceğim. Kısacası söylemek istediğim şey, burada misafirler her türlü hizmete para ödüyorlar ama düğünlerde 1 cent bahşiş vermiyorlar.

Burada yönetim stajı yaptığımız için arada bir pastaneye bile gidiyorum. Çaydan kahveden aldığımız bahşişi düşününce, düğünlerden 1 cent bahşiş alamamak çok şaşırtıcı gelmişti ilk geldiğim günlerde.Şimdi de sizinle paylaşıyorum fütursuzca...

Sevgilerimle